Cyclist Julien Bernard fined for kissing wife during Tour de France

paris olympics rhythmic gymnastics psg galatasaray transfer profesyonel beyzbol sopast uzunlugu2024-11-28 • 5:31

Bisiklet28’inde Kayaklardan Pedallara: Anton Palzer ile Özel RöportajTarafındanEurosport TürkiyeYayınlandı 24/10/2023 - 20:30 GMT+3Başarılı bir dağ kayakçılığından bisiklet sporuna geçiş yapan Bora–Hansgrohe takımının 30 yaşındaki Alman sporcusu Anton Palzer,ÖzelRöparaguay ligi maç sonuçlan 2020 58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nda yer alan isimlerden biriydi.Anton PalzerGörsel kaynağı: EurosportKayaklı koşu sert bir spor. Ciğerleriniz, bacaklarınız ve kollarınızın gezegenin en soğuk yerlerinde alev alev yanması gerekiyor. Ya dağcılık? O da belgeseller ve motivasyon hikayeleri tarafından en sık başvurulan kaynaklardan biri. Bu iki sporun arasında ise dağ kayağı bulunuyor. Dağ kayağı, kayaklarla zirvelere tırmanılıp inilen, teknik detaylardan mental dayanıklılığa oldukça talepkâr bir spor.2010’ların sonuna gelindiğinde, Anton Palzer yıllardır Almanya’nın en başarılı dağ kayakçısıydı. Babası da eski bir Alman Dağ Kayağı Şampiyonu olan Anton, Almanya’nın Avusturya sınırındaki bir Alp kasabası olan Ramsau bei Berchtesgaden’da doğup büyümüş ve kendini bildi bileli kayakla iç içe olmuştu. Turnuvalarda kazandıkça seviyesinin daha çok farkına varan Anton, 20 yaşına geldiğinde hasses mekanik eğitimini bırakıp profesyonel sporculuğa geçiş yaptı ve ilerleyen sekiz yılda, Dünya Şampiyonalarında madalyalar kazanıp birçok parkurun da yeni zaman rekorunun sahibi oldu. Profesyonel bisikletçi olmak, yaz aylarını bisiklet üzerinde geçiren ve büyük turları izlemekten de keyif alan Anton’un kendisinin de pek ciddiye almadığı bir fikirdi. Daha sonra, Mayıs 2020’de, bisikletçi arkadaşı Lukas Pöstlberger aracılığıyla tanıştığı BORA – hansgrohe koçu Helmut Dollinger ile çalışmaya başladı. Performansından etkilenen BORA, Anton’a bir teklifle geldiğinde ise Palzer’in bisiklet kariyeri hiç alışılmadık şekilde başlamış oldu: 28 yaşında, bir World Tour takımında. Bisiklet12 Yıl Boyunca Türkiye Bisiklet Turu’nu Fotoğraflamak: Brian Hodes ile Sohbet22/11/2023 - 22:04Henüz ilk senesi olan 2021’de La Vuelta’ya giden Palzer, bu sene de Giro d’Italia’yı bitirmeyi başardı. Red Bull sponsorluğundaki kaskıyla pelotonun hızlıca tanınabilen figürlerinden olan Anton ile, Türkiye Turu’nu genel klasmanda 10. bitirmesini sağlayan Babadağ gününün sabahında konuşma fırsatı bulduk. Sence Babadağ hayatında çıktığın en zor tırmanış mı olacak?Hayır, en zoru değil ama bu turun kraliçe etabı olduğu kesin, onu söyleyebilirim. Hangi dişli setini kullanacaksınız?Önde 52-63, arkadaysa 44’le süreceğiz. Tam bir tırmanış seti.Spor değiştirme sürecini merak ediyoruz. Kış sporlarından bisiklete geçerken hedefin neydi?Farklı bir sporda yeniden başarılı olmak, ana hedef buydu. Dağ kayağında hep aynı şeyleri yapmak ve yazın da bisiklet sürmekten biraz bıkmıştım. Belki bir şeyleri geri getirebileceğimi düşündüm, yeni bir motivasyonu. Ana hedefim de kesinlikle yeniden başarılı olabilmek. İyi bir yolda olduğumu düşünüyorum ve de harika bir takımın desteğini alıyorum. Bakalım gelecek neler getirecek.Önümüzdeki sene de bir başka eski kış sporu şampiyonuyla birlikte yarışacaksın, Primoz Roglic’le...Evet, evet... (Gülüyor) Bisiklete geçme kararında onun bir etkisi oldu mu? Onun kariyerini, başarısını görmek seni motive etti mi?Yani aslında, bence onun farklı bir hikayesi var. Ben 28 yaşındayken spor değiştirdim ve dağ kayağında çok da başarılıydım, en üst kategorideydim. Primoz da elbette bir kayak şampiyonuydu ancak o sanırım 20 yaşındayken bisiklete geçti, yani... farklı iki şey olduğunu söyleyebilirim.Evet, o sakatlık yüzünden geçti, sen ise istediğin için.Aynen, aynı zamanda tabii dayanıklılık sporlarında, hatta genel olarak sporda, gençken değişimler daima daha kolay oluyor. Mesela ben artık 30 yaşındayım, genç sayılmaz... Elbette gelecek yıl Primoz’u takımımızda görmek harika olacak. Olağanüstü bir sporcu, yani palmares’ine, kazandıklarına bakınca, gerçekten muazzam. Dört kez büyük tur galibi, olimpiyat şampiyonu... Evet, bence iyi ve komik birisi. Takıma yeni bir motivasyon getireceğine eminim. Bisiklete geçtiğinde, yeni bir sporda rekabetçi olmak konusunda seni en çok zorlayan neydi? En belirgin ya da en zor şeyin kesinlikle dağ kayağı bir kış sporuyken bisikletin bir yaz sporu olması olduğunu söyleyebilirim. Yani normalde önceliğim kışın iyi durumda olmaktı ve bu tamamen değişti. Dağ kayağında yarışlar yarım saat ile iki saat arasında değişiyor, bisiklette ise etap yarışlarında her gün günde dört-beş saat pedal çeviriyorsunuz ve enerjiyi genellikle yarışın sonuna saklamanız gerekiyor. Dağ kayağından tamamıyla farklı. Dağ kayağı yaparken ne sıklıkla bisiklet antrenmanı yapıyordun? Aslına bakarsan her yaz altı-yedi bin kilometre yapıyordum. Yazlarım epey kısa oluyordu çünkü nisana dek yarışıyor, bir ara veriyor, eylülde hala bisiklet üzerinde oluyor ancak sonrasında buzullarda yeniden kayak yapmaya başlıyordum. Yani oldukça kısa bir dönemdi. Şimdi kışları kayak yapmaya devam ediyor musun? Bazen. Pek değil. Genellikle Noel ile Yeni Yıl arasında evde oluyor ve o zaman kayak yapmaya gidiyorum. Koşullar uygun olduğunda, memlekette kar varken... Ama evet, kafam hep bisikletle meşgul. Adrenalini, ekstremliğini özlüyor musun, yani eğer bisikletten daha ekstrem olduğunu düşünürsek? Dürüst olmak gerekirse bisiklet de bazen biraz fazla çılgınca ve tehlikeli oluyor. Bir dağ kayağı sporcusu olarak epey iyi zaman geçirdim, neredeyse 25 yıl boyunca yaptım. Dolayısıyla şimdi farklı bir spora odaklanmak benim için hiç sorun değil. Verdiğin bir röportajda dağ kayağının eskisi kadar tatmin edici gelmediğini ve bunun geçişine yardımcı olduğunu söylemiştin. Bisikletin sosyal ortamı, takım sporu atmosferi... Daha sosyal bir spor olduğuna katılır mısın?Evet, kesinlikle. Normalde yarışlarda yedi-sekiz kişiyle yarışıyoruz. Ayrıca bence daha fazla kendine odaklanabiliyorsun ve bu da güzel. Baskı süperstarların üzerinde, senin ise işini iyi yapman lazım. Hem ayrıca bu adamlarla dünyayı geziyor olmak da harika; hepsi genç, komik adamlar. Ve tabii eğer başarılıysak daha da iyi oluyor. Fakat elbette bu bir spor ve işler bazen iyi, bazense b*ktan oluyor (gülüyor) ve aynı hayatta olduğu gibi sporda da inişler ve çıkışlar var. Bisiklet ile dağ kayağının ekonomik yanını kıyaslayabilir misin? Tabii sponsorlar vesaire anlamında bisiklet daha büyük bir spor... Dağ kayağı yaparken sporun dünyası içerisinde daha serbest bir role sahiptim, özel sponsorlarım vardı ve hangi yarışlara gideceğime kendim karar veriyordum, tabii Dünya Kupasıayaklarıdaima planımda oluyordu. Bisiklette ise bir takımın parçası oluyorsun, bir takımın küçük bir parçası... Farklı planların olsa dahi şu ve bu yarışlara gitmek zorundasın. Öte yandan “Bir sonraki yarışım hangisi olmalı?” gibi aptalca şeyleri düşünmen gerekmediği için belki bisikletin biraz daha rahat bir spor olduğunu da söyleyebilirim. Yarış planın belli, “Tamam şimdi buraya, sonra oraya gideceğim” diye tam olarak biliyorsun. Bu yarıştan sonra sezonu bitirip tatile gidecek misin? Ah evet, sonunda... Bu, aynı zamanda sezonun son yarışı ve uzunca da bir sezon oldu, daha Ocak’tan yarışlara başlamıştım. Beş hafta evde olacak, hiçbir şey yapmayacağım. Ve evet, evde olmayı çok seviyorum çünkü çok fazla yolda oluyoruz ve bu yüzden de evde ailemle, kız arkadaşımla vakit geçirmek güzel oluyor. Son bir soru, buradan eve döndüğünde yaptığın ilk şey ne olacak? Takım kampına gideceğim! (Gülüyor) Direkt olarak takım kampına... Evet, evet...---Röportaj: Ege Sanlav ve Emre KöseoğluBisikletBirlikte Kazanamamak: La Vuelta’da Jumbo-Visma18/09/2023 - 19:50BisikletRekabetler Müzesi - Tour de France09/07/2023 - 12:27Paris - NiceParis - Nice | Etap #100:04:45|08/03/2022 - 07:28